Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesinin Yönetimsel Açıdan Değerlendirilmesi
Doç. Dr. Faruk Kanger 2024-09-28
Öz
Türkiye’de 2014-2015 eğitim öğretim yılından itibaren İmam Hatip Ortaokullarına devam eden öğrencilere eğitimlerine ara vermeksizin hafızlık yapma imkânı verilmiştir. Örgün eğitim ile birlikte hafızlık eğitimi imkânı sunan İmam Hatip Okulları Millî Eğitim Bakanlığı tarafından proje ortaokulu kapsamına alınmış ve uygulamaya esas olacak Örgün Eğitimde Hafızlık Projesi Vizyon Belgesi yürürlüğe girmiştir. İmam Hatip Orta Okullarında örgün eğitimde hafızlık projesine ihtiyaç hissedilmesindeki en önemli faktör, Kur’anı Kerim'i ezberlemek için en verimli dönemin örgün eğitim dönemine denk gelmesidir. 2017 yılında yapılan bu araştırmada Örgün Eğitimde Hafızlık projesi olgusal bir bakış açısı ile incelenerek yönetici görüşleri çerçevesinde değerlendirme yapılmıştır. Bu nicel araştırmada, veri toplama aracı olarak likert tipi anket kullanılmıştır. Türkiye genelinde proje kapsamına alınan 11 İmam Hatip Ortaokulu yöneticisinin görüşleri alınmış, bulgular tartışılarak Örgün Eğitimde Hafızlık Projesi betimsel analiz yöntemiyle incelenmiştir. Projenin uygulama amacını, içeriğini ve süreçlerini etkileyecek sonuçlara ulaşıldığı değerlendirilmektedir. Araştırmanın alanda yapılacak diğer çalışmalara ışık tutacağı ve literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
A. Giriş
Kur’an-ı Kerim, İslam dininin ana kaynağıdır. Bu nedenle “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir”1 hadis-i şerifi bağlamında Kur’an okumasını öğrenmek, öğretmek, Müslümanlar için bir dini bir vecibe ve ibadettir. İslam’ın ilk yıllarından itibaren gerek vahyin çağrısı, gerekse Hz. Peygamber’in tavsiye ve teşvikleri doğrultusunda Müslümanlar tarafından Kur’an’ın öğrenilmesi, öğretilmesi ve ezberlenmesine büyük önem verilmiştir. Başlangıcından itibaren Kur’an-ı Kerim yalnızca öğrenilen ve tatbik edilen bir kitap değil, tilavet edilmesi ve ezberlenmesi ibadet kabul edilen bir metin olarak kabul edilmiştir.2 Asr-ı saadet devrinden itibaren bütün İslam toplumlarında olduğu gibi Türk toplumunda da Kur’an-ı Kerim eğitimine ziyadesiyle önem verilmiştir. Osmanlı Döneminde Darü’l Kur’an, Darü’l Huffaz, Darü’l Kurra vb. şekilde isimlendirilen Kur’an ilimlerinin öğretildiği müesseseler tesis edilmiş, Cumhuriyet döneminden itibaren ise Kur’an kursları bu amaca hizmet etmiş3 ve bu kurumlarda pek çok hafız yetişmiştir. Günümüzde ise Kur’an kurslarına ilave olarak proje imam hatip ortaokullarında zorunlu eğitime ara vermeksizin hafızlık eğitimi verilmeye başlanmıştır. Bütün bu tarihi seyir çerçevesinde Kur’an-ı Kerim’in öğrenilmesi ve ezberlenmesinde esas alınacak yöntem ve kriterler incelendiğinde kesin ve kalıcı çözümler üreten yöntemlerin varlığından söz etmek mümkün görünmemektedir. 4 Bu araştırmada örgün eğitimle birlikte hafızlık eğitimi veren İmam Hatip Ortaokullarında hafızlık öğretimi yöntemleri, uygulama süreçleri ve varsa süreçte ortaya çıkması muhtemel problemler, yönetici görüşlerine dayanarak incelenmiştir.
1. Araştırmanın Amacı
Bu çalışmada yönetici yaklaşımıyla, Örgün Eğitimde Hafızlık Projesi’nin öğrenci, eğitimci ve veli tarafından nasıl algılandığının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır. Uygulama Esasları Belgesi ve MEB İlköğretim Kurumları Yönetmeliği hafızlık projesiyle ilgili problemlere cevap verebilir nitelikte midir? Hafızlık eğitimcileri yeterli alan bilgisine ve pedagojik formasyona sahip midir? Hafızlık eğitimcilerinin kurum içi ve kurumlar arası iş birliği, bilgi, materyal ve tecrübe paylaşımı istenilen düzeyde midir? Örgün Eğitimde Hafızlık Projesi’nin, uygulama sürecinde ve sonrasında öğrencinin akademik başarısına ve gelişimine etkileri nasıldır? Öğrenci velilerinin proje amacına ve işleyişine dair bilgileri ve hafızlık eğitimcisiyle okul yönetimine desteği yeterli düzeyde midir?
2. Araştırmanın Önemi
Bilindiği üzere ülkemizde erken dönem hafızlık eğitimi son birkaç yıla kadar yalnızca Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından müftülüklere bağlı Kur’an kurslarında yapılmaktaydı. 2014 yılı itibariyle uygulanmaya başlanılan Örgün Eğitimde Hafızlık Projesi (Hafız İHO) alternatif bir hafızlık eğitimi modeli olarak karşımıza çıkmaktadır. İmam Hatip Ortaokullarında 2014-2015 eğitim öğretim yılında uygulanmaya başlanan bu proje ile ilgili çalışmalar oldukça sınırlıdır. 2017’de yapılan bu araştırmanın alana önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Yöneticilerden alt amaçlar doğrultusunda elde edilen veriler ışığında, projenin olgusal olarak incelenmesinin hafızlık eğitimi sürecine ve model geliştirme arayışlarına ışık tutacağı beklenmektedir.
3. Sınırlılıklar ve Sayıltılar
Bu araştırma; İstanbul, Konya ve Düzce il ve ilçelerinde Örgün Eğitimde Hafızlık Projesi ve programı uygulayan 11 imam hatip ortaokulu ile sınırlıdır. 2016-2017 Öğretim yılında İstanbul’da 8, Konya’da 2, Düzce’de 1 Hafız İHO yöneticisiyle anket yapılmıştır. Araştırma, Örgün Eğitimde Hafızlık Projesi ve programı uygulayan 11 imam hatip ortaokulu yönetici ve proje koordinatörleriyle yapılan anket sonuçları ile sınırlıdır. Okullar ve anket yapılacak yöneticiler belirlenirken projenin en az bir yıl süreyle kurumda uygulanmış olması şartı gözetilmiştir. Bu durumun araştırmaya sınırlılıklar getirmesi kaçınılmaz olmuştur. Araştırma konusunun kapsamı gereği yöneltilecek soruların çokluğu bizi görüşme tekniğiyle yapılacak nitel araştırmadan daha çok anket tekniğiyle yapılan nicel araştırmaya sevk etmiştir. Araştırmada örneklem, evrenin tamamını içermektedir. Araştırmaya katılan yöneticilerle anketler yüz yüze görüşme sonucunda yapıldığından kayıt altına alınmayan mülakatlar da gerçekleştirilmiştir.
B. Hafızlık Eğitiminin Tarihçesi
Hafız, Arap dilinde “korumak, ezberlemek” manasına gelen hıfz kökünden türemiş bir sıfattır. (Çoğulu huffaz) sözlükte, “koruyan, ezberleyen”, ‘muhafaza eden’ anlamlarına gelmektedir. Buna dayanarak Kur’an’ın tamamını ezberleyene hafız denilmiştir. İslam toplumda kullanılan yaygın manaya göre ise; hafız, Kur’an-ı Kerim’i baştan sona ezberleyen kimseler için kullanılan isimdir. Ayrıca hadis nakil ve rivayetini meslek edinip çok miktarda hadisi ezbere bilen kimselere hadis literatüründe hafız denildiğine rastlanmıştır. Hafızlık ise Kur’an’ı ezberleme işinin adı anlamındaki fiildir. Okuyarak ezberleme yöntemi, tarih boyunca en yaygın kullanılan yöntem olmuştur. Kur’an’ın ezberlenmesi de hem dini ilimlerin gelişmesi ve yaygınlaşması açısından hem vahyin ilk dönemlerinden itibaren nazil olan ayetlerin korunması amacına yönelik olarak hem de ayetlerin ve Hz. Peygamberin teşvikleri neticesinde ibadet maksatlı olarak ilmî ve dinî ritüellerimiz arasına girmiştir. ‘Ve and olsun biz Kur’an’ı okumak, öğrenmek, ezberlemek, yaşamak ve öğüt almak için kolaylaştırdık’ ayeti5 ile Allah’u Teala, Kur’an’a karşı Müslümanların yükümlülüklerini bildirmektedir. Burada ayetleri ezberlemek de Kur’an-ı Kerim’e karşı yükümlülüklerimizin arasında belirtilmiştir. Kur’an’ı ilk ezberleyen Hz. Muhammed olduğu gibi, şüphesiz Kur’an ile ilgili her konuda da Müslümanların temel dayanağı Hz. Peygamberdi. O, Allah'ın emrettiği şekilde, gece gündüz ibadetlerde ve her vesile ile yavaş yavaş, tertil üzere Kur’an’ı okuyor ve ashabına da okutup öğretiyordu. Peygamberliğinin beşinci senesinden itibaren ise her sene Ramazan ayında Hz. Peygamber o vakte kadar nazil olan ayetleri Cebrail’e okuyordu. Kur’an tarihinde bu hadiseye ‘Arza’ denilmiştir. Arza olayının Kur’an hıfzı geleneğinin gelişmesinde katkısı tartışmasızdır. Arza hadisesiyle başlayan Kur’an’ın ezberlenmesi zaman içerisinde sahabe arasında yaygınlaşmıştır. Sahabe arasında Kur’an’ı ezbere bilenler “Kurraü’lAshab” diye isimlendirilmiştir. Hafızlığın sahabe arasında yaygınlaşmasında bizzat Hz. Peygamberin teşviki, namazlarda Kur’an tilavetinin farz oluşu, İslami hükümlerin ana kaynağının Kur’an oluşu ve Kur’an okumaya ve ezberlemeye teşvik amacıyla vaat edilen mükafatlar kuşkusuz temel etkendir. Bütün bunlarla birlikte geneli ümmi olan ve öğrenmede sıklıkla ezber yöntemi kullanan, kültürlerini öteden beri sözlü rivayetlerle devam ettiren bir toplumun Kur’an’ı da ezber yolu ile öğrenmeleri çağlar boyu gelecek olan nesillere hıfzederek aktarmaları kaçınılmaz olmuştur. Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed (sav)’e, Ramazan ayının , Kadir gecesi nazil olmaya başlamış ve yirmi üç sene süresince peyderpey tamamlanmıştır. Kur’an’ın ayet ve sureleri Cebrail (as) tarafından getirildikçe Hz. Peygamber onları önce kendisi ezberler ardından ashabına ezberletirdi. Böylece Kur’an-ı Kerim’in korunmasında ilk sırayı, ezberleyerek muhafaza etmek almıştır. Hz. Peygamber, ayetleri yazdırmakla birlikte, ezberlemeye de çok önem vermekteydi. Çünkü içinde bulunduğu toplumun ekseriyeti ümmî idi. Bununla birlikte ayetlerin yazılabileceği materyaller de kısıtlı olduğundan Hz. Peygamber ve ashabı ayetleri ezberleyerek muhafaza ediyordu. Ayrıca Hz. Peygamberin Kur’an okumayı ve ezberlemeyi tavsiye ve teşvik etmesi de gün geçtikçe Kur’an’ı ezberlemeye ilgiyi artıyordu. Böylece hafızların sayısı devamlı artmıştır.
1. Hafızlık Eğitiminin Kurumsallaşması
Hz. Peygamber’in Suffa medresesini açarak başlattığı Kur’an’ı Kerim öğretme çalışmaları Peygamber’in vefatından sonra da dört halife devrinde hızla devam etmiştir. İslam Devletinin, bu dönemdeki Kur’an öğretimi, Hz. Peygamber devrine kıyasla daha da artmış, nitelikli ve programlı hale gelmiştir. Hulefa-i Raşidin zamanında küttaplarda okutulan dersler hakkında kesin bilgilere ulaşılamamaktadır. Emevi ve Abbasi dönemlerinde de Kur’an öğretimi küttap ve camilerde devam etmiş. Camilerdeki öğretim, ders halkaları şeklinde yapılmıştır. Şam’da bulunan Ümeyye Camii’nde ders halkalarının çoğunda Kur’an talimi yapılmaktaydı. Kaynaklara göre öğrenci sayısı 1500 ve daha fazla olabiliyordu. Bu da bize o devirde Kur’an öğretiminin oldukça yaygın olduğunu göstermektedir. Bu dönemde Kur’an öğretiminde iki ayrı yöntem uygulanmaktaydı. Bunlardan ilki arz yöntemiydi. Öğrenci önceden ezberlediği dersini hocasına okur, hocası dinler ve varsa yanlışları düzeltirdi. Diğer yöntem ise hoca dersi okur, öğrenci dinleyerek ve taklit ederek öğrenmeye çalışırdı. Kur'an ayetlerinin ezberlenmesinde her hoca kendine göre yöntem belirlemişti. Bazı hocalar günde sadece birkaç ayet okuturken, bazısı birkaç sayfa okutmaktaydı. Camiler haricinde Kur’an-ı Kerim öğretimi için kurulan ilk müstakil medreseler Darü’l-Kurra’lardır. Darul Kurra medreselerinin birincisi 1001 yılında yapılmış, medreseyi kuran hocasına ithafen Rişaiyye Darü’l- Kurrası olarak adlandırılmıştır. Selçuklular döneminde ise Darü’l-Kurra’lara, “Darul Huffaz” adı verilmiştir. Selçuklu Devleti dönemi, İslam eğitim-öğretim tarihi açısından oldukça büyük ehemmiyet arz etmektedir. Nitekim bu dönemde artık medreseler kurulmaya başlanmıştır. Medreselerde okutulan dersler arasında Kur’an-ı Kerim dersleri ilk sırada yer almaktadır. Darü’l Kurra’ların yanı sıra, medreselerde de hafızlık eğitimi yaptırılmaktadır. Ayrıca bu dönemde günümüzden oldukça farklı olarak bazı türbeler Kur’an öğretimine uygun tarzda inşa edilir, türbe sahibi kabrin yanında Kur’an eğitimi yapılmasını çok önemserdi. Bu dönemde hafız yetiştiren hocalar kendilerine has öğretim yöntemleri geliştirmişti. Çoğunlukla ayetler beşer beşer veya onar onar ezberlenirdi. Öğrenciler önceki dersi öğrenmeden diğerine geçmezdi. Hz. Peygamber döneminde Suffa medresesinde başlayan Kur’an öğretimi ve hafızlık dersleri sonraki dönemlerde camilerin çoğalması ve medreselerin İslam eğitim tarihine girmesiyle artıp yaygınlaşmış ve sistematik hale gelerek devam etmiştir.
2. Osmanlı Medreselerinde Hafızlık Eğitimi
Osmanlı döneminde hafızlık öğretimi, Darü’l Kurra’ların bir alt bölümü olan eğitim kurumlarında yapılıyordu. Buna bazı tarihçiler Darü’l Kurra, bazıları Darü’l Huffaz demektedir.20 Darü’l Kurralar ilk öğretim kurumu idiler ve küçük yaşta çocukları hafız olarak yetiştiriyorlardı. Ezberi bitirenlere “hafız” denilirdi. Hafızlar daha sonra kıraat ilmini öğrenmek için bir üst Darü’l Kurraya devam ederdi. Bununla beraber Sıbyan mekteplerinde veya İbtidailerde de “Huffaz sınıfı” denilen sınıflar olabilirdi. Alt seviyedeki Darü’l Kurra'da ihtiyat sınıfı ve Huffaz sınıfı olmak üzere iki sınıf bulunurdu. İhtiyat sınıfı; öğrenciyi hafızlığa hazırlayan sınıftı. Burada Kur’an-ı Kerim, yazı, hesab-ı zihni dersleri okutulurdu. Huffaz sınıfında ise; Kur’an-ı Kerim ve tecvid ile hüsnü hat dersleri okutulurdu. Bu mekteplerde hafızlık öğretim yöntemi şu şekilde idi: Mektebe getirilen bir çocuk yazmaktan ziyade biraz okumayı öğrendi mi babası ve hocası tarafından kararlaştırılarak hafızlığa başlatılırdı. Bundan sonra çocuğa her gün biraz daha artırılmak şartıyla Kur’an’dan yarım sahifeden başlayarak yavaş yavaş iki sahifeye, bekli de üç sahifeye kadar ezberlenmek üzere ders verilirdi. Bu ders, her sabah umumi ders başlamadan önce hocaya dinletilirdi.22 Hafızlık öğretim süresi ise çocuğun zekâ ve hafıza durumuna göre bir seneden üç-dört seneye kadar sürebilmekteydi. Hafızlığını tamamlayan öğrenciler için “hafızlık töreni” yapılırdı.
3. Diyanet İşleri Başkanlığı Nezaretinde Uygulanan Hafızlık Eğitimi
Geleneksel eğitimi temsilen devam eden sıbyan mektepleri ve medreseler, eğitimin tek elde birleşmesini ifade eden Tevhid-i Tedrisat’a kadar çeşitli el değiştirmelere rağmen bazen Evkaf’a bazen de Meşihat’a bağlı olmuşlardır. Tevhid-i Tedrisat’la birlikte medreselere kıyasla Darulhuffaz'lar da kapatılmıştır. 3 Mart 1924’te Şer’iyye Vekâleti kaldırılmış ve yerine Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur. Dolayısıyla bu tarihten itibaren Darülkurralar ve hafızlık eğitimi, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde, yaygın din eğitimi içerisinde Kur’an kurslarında varlığını devam ettirmiştir. Ülkemizde Diyanet işleri başkanlığının hafızlık programında yaygın olarak kullanılan yöntemler şunlardır:
a. Geleneksel Yöntem
Türkiye, hafızlık yaptıran Müslüman ülkeler arasında özel bir yere sahiptir. Çünkü en başta yöntem açısından farkları bulunmaktadır. Türkiye Osmanlı’dan kalan klasik sisteme göre hafızlık yaptırmaya devam etmektedir. Bu sisteme göre hafızlıkta ezber her cüzün son sayfasından başlayarak yapılır ve bütün cüzlerin son sayfaları ezberlendikten sonra başa dönerek bu defa cüzlerin son sayfalarının tekrarına ilaveten bir önceki sayfayı ezberleyerek devam edilir. Ezber yapmada ve ders sunmada hadr usulü tercih edilir.
b. Tekrarla Yapılandırılmış Yöntem
Bu yöntemde zihnin çalışma sistemi dikkate alınarak ezberlenecek sayfa iki bölüme ayrılır. Her bölüm kendi içinde ezberlenir. Yeni ezberlenen parçalar öncekilerle birleştirilerek tekrar edilir. Tekrarın en az dört kez olması tavsiye edilir. Bitince de önce iki arkadaşa, sonra hocaya dinletilir. Bu çalışma bütün bölümler için tekrarlanır. Yapılan ezberlerin korunması için tekrarlamalar da yapılandırılmıştır. Bir saat sonra birinci tekrar, 24 saat sonra ikinci tekrar, 48 saat sonra üçüncü tekrar, 7 gün sonra dördüncü, 14 gün sonra beşinci ve 30 gün sonra da altıncı tekrar yapılır.
c. Bilgisayarla Hafızlık Yöntem
Bu yöntemde öğrenci, ezberi dinlerken aynı zamanda ekrandan takip etmektedir. Ülkemizde yaygınlık düzeyi sınırlıdır. Bu yöntemle hafızlık yapan öğrencinin evde de bilgisayar destekli çalışmayı sürdürmesi beklenir.
4. Örgün Eğitimle Birlikte Uygulanan Hafızlık Eğitimi
Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün (DÖGM) Mili Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği çerçevesinde İmam Hatip Ortaokullarında örgün eğitime ara vermeksizin, eğitim mekânından uzaklaşmadan hafızlık yapmaya imkân sağlayan projesidir. Program, müftülük, Kur’an kursu ya da ilgili sivil toplum kuruluşları ve en az bir üniversite ile yapılan protokol ile uygulanır. İlkokul dördüncü sınıfı tamamlayacak olan öğrenciler arasından hafızlığa ilgi ve yeteneği olanlar, ilan edilen takvime göre tercihen nisan ve mayıs aylarında sınav ve mülakatla seçilir. Seçim kriterleri başta akademik yeterlik olmak üzere Kur’an-ı Kerim’i okuma, ezberleme ve genel yetenek düzeylerinden komisyonca belirlenen standartlardır. Bir eğitim öğretim yılında okullara kabul edilecek öğrenci sayısı 100’le sınırlıdır. Sınıf mevcutları 10’dan az 20’den fazla olmamalıdır. Örgün eğitimde hafızlık eğitimi aşamaları şu şekildedir:
a. Ön Hazırlık ve Hafızlığa Hazırlık Eğitimi
Projeye kabul edilen öğrenciler ilkokul 4. sınıfı tamamladıkları yaz aylarında altı haftadan az olmamak kaydıyla yoğunlaştırılmış Kur’an-ı Kerim eğitimi programına alınır. Bu eğitimde öğrencinin mahreç ve tecvit dersi alması ve Hadr usulü okuyuşu öğrenmesi hedeflenir. İmam Hatip Ortaokulu 5. sınıfa kayıt olan öğrencilere, okul müfredatı içerisinde İmam Hatip Ortaokulu Haftalık Ders Çizelgesindeki ‘Çizelgenin Uygulanması İle İlgili Açıklamalar Bölümü’nün 4. maddesi uyarınca haftada 9+8 saat Kur’an-ı Kerim dersi verilir. Ayrıca ‘Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi’ kapsamında okulda açılan kurslar veya müftülükle iş birliği halinde açılan ‘D Tipi Kur’an Kursu’ ile takviye dersler verilir.
b. Hafızlığa Başlama
Ortaokul 1. sınıfta hazırlığı tamamlayan öğrenciler en geç aralık ayı sonunda hafızlığa başlar. Öğrenci aynı eğitim-öğretim yılının mayıs ayı sonuna kadar her cüzün sonundan en az 4-5 sayfa ezberler. İlgili Yönetmeliğe göre bir yıl hafızlığa ayrılan öğrenci, bu sürede (15 ay) Kur’an kursuna devam ederek (kursta veya okulda) hafızlığını tamamlar. Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği Madde 32/4’te belirtilen şekilde 6. sınıfın derslerinden sınava girer ve başarılı olan öğrenci bir üst sınıfa geçer.
c. Hafızlık Pekiştirme (Haslama)
Hafızlığını tamamlayan öğrenciler İmam Hatip Ortaokulu 7. sınıfa devam eder ve İmam Hatip Ortaokulu Haftalık Ders Çizelge eki ‘Çizelgenin Uygulanması ile İlgili Açıklamalar Bölümü’nün 4. Maddesi bağlamında haftada 9 saat Kur’an'ı Kerim dersi alır ve hafızlığını pekiştirir.
d. Öğrencilerin Akademik Hayatlarının Desteklenmesi ve Sosyal Etkinlikler
Hafız İHO projesi uygulayan okullar ekim ayı içerisinde söz konusu etkinlikler için yıllık çalışma takvimi hazırlar ve DÖGM’ne gönderir. Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık programı uygulayan okullarda, öğrencilerin; Temel İslam Bilimleri ile sanat dallarında ilgi duydukları alanlara yönelik olan ve söz konusu alanlarda yeteneklerinin keşfedilmesine imkân veren sosyal, kültürel etkinlikler gerçekleştirilir. Öğrenciler; sinema, belgesel film, drama etkinliği, sosyal sorumluluk projesi, bilim fuarı, münazara ve sportif faaliyet vb. etkinliklere katılır. Örgün eğitimle birlikte hafızlık eğitimi veren okullarda, eğitim-öğretim faaliyetlerinin niteliğini geliştirmek ve okullarda yapılan sosyal etkinlikleri arttırmak amacıyla il/ilçede bulunan yükseköğretim kurumları, gençlik ve spor il/ilçe müdürlükleri, il kültür ve turizm müdürlükleri, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, spor kulüpleri ile diğer resmî ve özel kurum veya kuruluşlarla iş birliği yapılır; adı geçen kurumların her türlü araç-gereç ve diğer imkânlarından yararlanılması amaçlanır. Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi kapsamında okullarda açılan kurslarda, alan derslerine yönelik derslerde takviye yapılır. Bu takviyeler hafta içi günlerde ve hafta sonlarında etkili ve verimli bir şekilde uygulanır. Hafta sonu açılan kurs programları ile hafta içindeki dersler arasındaki uyum okul idarelerince planlanır. Eğitime bir yıl ara veren 6. sınıf öğrencilerine akademik başarının düşmemesi için Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi kapsamında eğitim öğretim yılı içerisinde veya yaz dönemlerinde, Türkçe, Matematik, Fen Bilimleri, Sosyal Bilgiler ve İngilizce derslerinden kurslar verilir.
e. Eğitim Mekânı Tahsisi
Projenin gerçekleşmesi için okullarda öğrencilerin aktif olduğu bir öğrenme ortamı oluşturulur. Çalışmaların verimli bir şekilde yürümesi için standartlara uygun salon, kütüphane, okuma salonu, laboratuvar, kıraat odası, ezber yapma mekânları, zümre odaları, atölyeler vb. eğitim ortamları hazırlanır. Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık programı uygulayan okullarda imkânlar dâhilinde “Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Programı” odası tahsis edilir. Bu odada ilgili alan öğretmenleri, Kur’an kursu öğreticileri, akademisyenler ve gerektiğinde öğrenciler çalışmalar yapar. Öğrencilerin, hafızlık çalışmalarını yapabilmesi veya öğretmenleri/Kur’an kursu öğreticileri ile birlikte talim çalışmaları yapabilmeleri için her okulda en az 1 (bir) “Kur'an Okuma (Tilavet) Odası” oluşturulur. U düzeni şeklinde hazırlanan odada diğer sınıfları rahatsız etmeyecek şekilde ses sistemi kurulur. Duvarlarda, Kur'an tilaveti ile ilgili hat ve levhalar bulundurulur. Kur'an Okuma (Tilavet) Odasında, meşhur Kur'an Karîlerine/ Üstadlarına ait çeşitli görsel ve sesli materyaller ile kitaplar bulundurulur.
5. Hafızlık Eğitiminde Kurumsallaşma ve Yönetim Aşamaları
İslam coğrafyasında hafızlık eğitimi veren kurumlarda ilk dönemlerde bağımsız eğitim modeli göze çarpmaktadır. Hafızlık eğitimi gönüllü kişilerce yapılmaktadır. Yöneticinin hafızlık eğitmeni olduğu bu merkezlerde kurumsal yönetim ve bağlayıcı denetim söz konusu değildir. İsteğe bağlı olarak ehil olan herkes eğitim merkezi açıp hafız yetiştirebilmektedir. Bu durum ilk dönemlerde sorun teşkil etmese de hafızlık eğitimi veren bireysel eğitim merkezleri çoğaldıkça sıkıntılı bir hâl almıştır. Eğitimin ve eğitimcinin kalitesi ve sürekliliği takip edilemez olmuştur. Diğer bütün eğitim disiplinlerinde olduğu gibi, hafızlık eğitiminde de kurumsallaşma, yönetim kademelerinin oluşması, görev ve sınırlılıklarının tespiti vazgeçilemez bir gereklilik haline gelmiştir. Bu noktada Dar’ul Kurra, Kur’an İlimleri Enstitüsü vb. kurumların açılması ve hafızlık eğitiminin mevzuata bağlı hale gelmesi, hafızlık eğitimi ve yönetimi tarihi açısından önemli bir aşamadır. Zamanla Endonezya başta olmak üzere bazı İslam ülkelerinde hafızlık eğitimi veren kurumların yönetim ve denetimi ülkenin eğitim bakanlığına bağlanmıştır. Ülkemizde hafızlık eğitimi veren kurumlar, Tevhid-i Tedrisat kanunundan bu yana Diyanet İşleri Başkanlığı nezaretinde idi. Hâfız İHO projesinin 2014 yılında yürürlüğe girmesiyle birlikte, MEB’de hafızlık eğitimi veren kurumlara nezaret etmeye başlamıştır. DİB’e bağlı kurslarda hafızlık eğitimi ve yönetimi bağlı olunan müftülüklerce yapılırken, MEB’e bağlı Hafız İHO’larda yönetim ve denetim DÖGM’ne bağlı olarak yürütülmektedir. Projenin yürütüldüğü okulun yöneticisi ve projeden sorumlu koordinatör doğrudan DÖGM tarafından görevlendirilmekte ve denetlenmektedir. Proje Okul yöneticilerinin belirlenmesi tartışmasız çok önemlidir. Zira okulun her yönden eğitim-öğretim faaliyetlerine hazırlanması, bu faaliyetlerin yürütülmesi ve değerlendirilmesi, okulun işletilmesi ve sürekli iyileştirilmesi okul yöneticilerinin yönetim bilgisi ve becerisi ile doğrudan ilgilidir. Eğitim bilimcilerine göre yönetici, “amaçlanan işlerin yerine getirilmesi için gurubunu örgütleyen, çalışanları aynı amaca yöneltip uyum içinde çalıştıran, denetleyen, kısaca sorumluluğu üstlenen kimsedir.” Bu nedenle okulun amaçlarına ulaşıp ulaşamadığı, ya da ne derece ulaştığı, yöneticinin başarısının bir göstergesidir. Okullar, yakın bir gelecekte önceden kestirilmesi, algılanması, kabulü zor yeni bir yapı ve işleyişe geçmek zorunda kalacaktır. Bu değişim hareketinin başlangıcında okulları, kaçınılmaz değişim olgusunun sarsıntılarından koruyacak, seçilmiş̧, yetiştirilmiş̧, eğitim önderlerinin iş başında olması gerekmektedir. Zira bir okulun etkililiğinin sağlanmasında, değişim ve gelişmelere uyum göstermesinde okul yöneticilerinin etkisi oldukça yüksektir. İyi bir okul yöneticisinin kurumun amaçları doğrultusunda, başarılı bir şekilde gelişmelere ayak uydurması, kurum paydaşlarını ortak hedef doğrultusunda harekete geçirmesi beklenir. Buradan hareketle Hafız İHO projesinin hayata geçirilip başarılı şekilde sürdürmesi için proje ile gelen değişimlere uyum gösterebilen, nitelikli yöneticinin seçilmesi büyük öneme arz etmektedir.
C. Bulgular
Araştırmaya katılan yöneticilerin demografik bilgileri şöyledir; kurum yöneticilerinden 8’i müdür, 3’ü proje koordinatörüdür. Yöneticilerin 4’ü hafızdır, 7’isi hafız değildir. Yöneticilerin 2’isinin görev süresi 0-5 yıl, 1’inin 6-10 yıl, 4’ünün 10-16 yıl ve 4’ünün de 16-20 yıl aralığıdır. Araştırma yapılan kurumlardan 6’sı gündüzlü, 5’i pansiyonludur.
1. İlköğretim Kurumları Yönetmeliği İlgili Bulgular
Katılımcıların %18,2’si MEB ilköğretim kurumları yönetmeliğinin, örgün eğitimle birlikte hafızlık projesi uygulanırken karşılaşılan problemleri çözmede yeterli olduğunu ifade etmiştir. %27,3’ü kısmen yeterli olduğunu, %36,4’ü pek yeterli olmadığını, %18,2’si ise hiç yeterli olmadığını düşünmektedir. Yöneticilerin %45,5’i kurumlarındaki hafızlık öğreticilerinin yeterli alan bilgisine sahip olduklarını beyan etmiştir. %54,5’i ise kurumlarındaki hafızlık eğitmenlerinin kısmen yeterli alan bilgisine sahip olduğunu düşünmektedir. Katılımcıların %45,5’ine göre kurumlarındaki hafızlık öğreticileri yeterli derecede pedagojik formasyona sahiptir. %27,3’üne göre kısmen yeterli pedagojik formasyona sahiptir. %27,3’ü ise kurumlarındaki hafızlık eğitmenlerinin yeterli pedagojik formasyona sahip olmadıklarını düşünmektedir.
3. Öğrencilerinin Akademik Durumu ve Okul Tercihlerine İlişkin Bulgular
Katılımcıların %63,6’sına göre örgün eğitimde hafızlık projesi öğrencilerin akademik başarısını olumlu etkilemektedir. %36,4’ü ise projenin akademik başarıyı olumlu etkilediği düşüncesine kısmen katılmaktadır. Katılımcıların %9,1’i örgün eğitime 6. Sınıfta ara veren öğrencinin 7. Sınıfta akademik başarı ve uyum sorunu yaşamayacağını ifade etmiştir. %81,8’i örgün eğitime ara verildiğinde akademik başarı ve uyum sorunu yaşanmayacağı düşüncesine kısmen katıldığını beyan etmiştir. %9,1’i ise bu düşünceye pek katılmadığını ifade etmiştir. Katılımcıların %9,1’i öğrencilerin örgün öğretime bir yıl ara vermesinin liselere geçiş sınavlarındaki başarıyı olumsuz etkilediğini düşünmektedir. %18,2’si bu düşünceye pek katılmamaktadır. %45,5’i örgün eğitime ara vermenin liselere geçiş sınavlarındaki başarıyı olumsuz etkilediğine pek katılmamakta, %27,3’ ü bu düşünceye hiç katılmamaktadır. Katılımcıların %9,1’i Hafız İHO öğrencilerinin akademik kariyerlerini İmam Hatip Lisesi dolayısıyla İlahiyat / İslami İlimler alanında sürdürmeyi hedeflediklerini ifade etmiştir. %18,2’si bu düşünceye kısmen katılmaktadır. %63,6’sına göre ise proje öğrenciler akademik kariyerlerini ilahiyat alanında sürdürmeyi düşünmemektedir. Katılımcıların %9,1’i projede kısmi hafızlık hedefleri belirlemenin daha uygun olduğuna tamamen katıldığını ifade etmiştir. %45,5’i kısmi ve kademeli hafızlık hedefleri belirlemenin daha uygun olacağı düşüncesine kısmen katılmıştır. %18,2’si bu yöntemin daha uygun olacağına pek katılmadığını, %27,3’ü ise hiç katılmadığını ifade etmiştir. Katılımcıların %27,3’ü Hâfız İHO projesinden ayrılan öğrencilere yeterince psikolojik destek verildiğini ifade etmiştir. %18,2’sine göre kısmen psikolojik destek verilmektedir. %36,2’si “kurumda projeden ayrılan öğrencilere yeterli psikolojik destek verilmekte midir?” sorusuna pek katılmıyorum, %18,2’si hiç katılmıyorum cevabını vermiştir.
4. Veli Tutumları ve Proje Paydaşlarına İlişkin Bulgular
Katılımcıların %45,5’i velilerin, hafızlık projesinin amaç, işleyiş ve değerlendirilmesi hakkında yeterli bilgiye sahip olduğuna tamamen katılmaktadır. %45,5’i kısmen katılırken, %9,1’i bu düşünceye hiç katılmamaktadır. Katılımcıların %27,3’ü projedeki öğrencilerin velilerinin programdan beklentilerinin tamamen gerçekleşeceğini ifade etmiştir. %63,6’ı veli beklentilerinin kısmen gerçekleşeceğini ifade etmiştir. %9,1’i ise velilerin projeden beklentilerinin gerçekleşeceğine pek katılmadığını beyan etmiştir. Katılımcıların yalnızca %9,1 i velilerin proje sürecinde desteklerinin yeterli olduğunu düşünmektedir. Katılımcıların %36,4’ü velilerin projeye ilişkin bilgilerinin yeterli düzeyde olduğunu düşünmektedir. %45,5’i kısmen yeterli olduğunu düşünürken, %9,1’i pek yeterli olmadığını, %9,1’i ise hiç yeterli olmadığını düşünmektedir. Katılımcıların %36,4’üne göre kurumun proje paydaşları, örgün eğitimde hafızlık uygulamalarına dair amaç, hedef ve yöntemleri yeterince bilir. %45,5’i paydaşların yeterli bilgi sahibi olduğuna kısmen katılırken 18,2’si ise pek katılmamaktadır. Katılımcıların %27,3’ü paydaş sivil toplum kuruluşlarının hafızlık projesine planlama ve uygulamada yeterli desteği verdiğini düşünmektedir. %54,5’i kısmen destek verdiğini ifade ederken, %18,2’si paydaşların planlama ve uygulama desteği verdiğine pek katılmadığını belirtmiştir. Ankete katılan yöneticilerin %18,2’si proje paydaşı sivil toplum kuruluşlarının öğrencilerin sosyal ve kültürel ekinliklere desteğini yeterli bulurken, %63,6’sı kısmen yeterli bulmuş, %18,2’si ise sivil toplum kuruluşu desteğinin yeterli olduğuna pek katılmadığını ifade etmiştir.
5. Başarısızlık Nedenleri İle İlgili Bulgular
Hafızlık projesinde başarısızlık nedenleri ile ilgili soruya katılımcıların %72’ si motivasyon kaybı, %72’si psikolojik danışma ve rehberlik yetersizliği, %54’ü a gerçekliği aşan beklentiler, %27’si zihinsel beceri yetersizliği, %27’si ise zamanın az olduğu ve yine %27’si çalışma ortamı ve imkanlarının yetersiz olduğu yönünde cevap vermiştir. Araştırmaya katılan kurum yöneticilerinden %18’i, eğitmenlerinin imam veya müezzin olduğunu ifade etmiştir. Eğitmenlerin %72’si Kur’an kursu öğreticisi, %18’i kurumun kadrolu öğretmenleri, %9’u gönüllü hafızlık eğitimcisidir. Ayrıca araştırmaya katılan kurum yöneticilerinin tamamı hafızlık öğrencileriyle sportif etkinlikler yaptıklarını ifade etmiştir. Yöneticilerin %90’nı kültürel etkinlikler, %81’i sanatsal etkinlikler ve %63’ü bilimsel etkinlikler planlayıp uyguladıklarını belirtmiştir.
D. Tartışma, Sonuç ve Öneriler
Örgün eğitimde hafızlık projesi, 2016 yılında DÖGM tarafından yayınlanan Örgün Eğitimde Hafızlık Projesi Uygulama Esasları Belgesi çerçevesinde proje İmam Hatip Okullarında uygulanmaktadır. Araştırmaya katılan yöneticilerin tamamına yakını uygulama esasları belgesini açık ve anlaşılır bulmaktadır. Aynı zamanda projeyi kurumunda belgeye uyumlu olacak şekilde planlayıp uyguladığını beyan etmektedir. Ankete katılan yöneticilerin %72,7’sine göre uygulama esasları belgesi kısmen ihtiyaca cevap vermektedir. Belgede hafızlık eğitimi süreci detaylandırılmış ve planlanmış ancak ders saatlerinin belirlenmesi ve yerleştirilmesine dair boşluklar sebebiyle kısmi belirsizlikler ve bağımsız uygulamalar ortaya çıkmıştır. Benzer durum hafızlık eğitimcilerinin istihdamı ve başarısız öğrencilerin akademik yaşantılarının sürdürülebilirliği konusunda da göze çarpmaktadır. Katılımcılardan yüzde %72’si Kur’an kursu hafızlık eğitmenleri ile projeyi yürütürken %18’i okullarındaki kadrolu öğretmenlerle hafızlık eğitimi yapmaktadır. MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin Hâfız İHO projesi ile ilgili sorunlara çözüm üretebilme niteliğine ilişkin sorulan soruya katılımcıların %55’i yönetmeliğin, projenin uygulanması esnasında ortaya çıkan ihtiyaç ve yeni durumlara cevap vermede yetersiz kaldığı yönünde görüş beyan etmiştir. Bu durum, gelişen şartlar doğrultusunda ilgili yönetmeliğin güncellenmesi ihtiyacına işaret etmektedir. Örneğin İmam Hatip Okulları seçmeli ders yönetmeliğine göre projeyi uygulayan okullarda 9 saat seçmeli Kur’an-ı Kerim dersi okutulmasına imkân sağlanmışken, Kur’an kursu öğreticileri ve imam hatiplerin halen haftada 8 saatten fazla derse girmeleri mevzuat dışı uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Hafızlık sınıfları için 9 ders saati Kur’an-ı Kerim Dersi tanımlanabilmekte ancak dersin hocasına (çoğunlukla müftülük personeli) 8 ders saati tanımlanabilmektedir. Bu çelişkili durum katılımcılar tarafından yöneticileri zor durumda bırakan, güncellenmesi gerekli bir yönetmelik maddesi olarak ifade edilmiştir. Bununla birlikte Hafız İHO’lardaki Kur’an-ı Kerim ders saati ile zorunlu dersler toplamı çok miktarda ders yükü olarak karşımıza çıkmaktadır. Haftada 24 saat Kur'an dersi alan hafızlık öğrencisi 21 saat de zorunlu akademik dersleri aldığında haftada 45 saat ders yükü oluşmaktadır. Bu durum sosyal ve kültürel etkinliklere ve motivasyon ihtiyacına yönelik programlara katılmak için yeterli zaman bırakmamaktadır. Alan bilgisi yeterliliğine işaret eden bulgulara göre yöneticilerin %45,5’i proje uygulayan kurumlarda görev yapan hafızlık eğitmenlerinin yeterli alan bilgisine sahip olduğuna tamamen katılmaktadır. %54,5’i de eğitimcilerin yeterli olduğuna kısmen katılmaktadır. Ankete katılan yöneticilerin %72’si Kur’an kursu öğreticileri ile projeyi yürütürken sadece %18’i kurumun kadrosundaki meslek dersleri öğretmenleriyle hafızlık eğitimi vermektedir. Proje yöneticilerinin %81,8’i uygulayıcılar arasında bilgi ve tecrübe paylaşımı ile iş birliği olduğunu düşünmektedir. Hafızlık eğitimi süreçlerindeki bu hassasiyet, İslam’ın ilk medreselerinden itibaren yaygın olarak kabul gören istişare ve tecrübe paylaşımının öneminin sürdürüldüğünü akıllara getirmektedir. Eğitmenlerin pedagojik formasyonuna ilişkin bulgularda katılımcıların %27,3’ü hafızlık eğitmenlerinin yeterli formasyona sahip olmadığı düşüncesini paylaşmıştır. %45,5’i eğitimcilerin pedagojik formasyona sahip olduklarına tamamen katılırken, %27,3’ü kısmen yeterli pedagojik formasyona sahip olduğunu düşünmektedir. Örgün eğitimle birlikte hafızlık projesi öğrencisine rehberlik yapması beklenen eğitmenin pedagojik formasyondan yoksun oluşu ele alınması gereken bir problemdir. Bu kapsamda hafızlık eğitimi veren eğitimciler, hizmet içi eğitim kapsamında alana özel formasyon programlarıyla desteklenebilir. Bununla birlikte yöneticilerin %72’i projede başarısızlık nedeninin motivasyon kaybı ve danışman desteğinde eksiklik olduğu görüşünü ifade etmeleri kendilerinin rehberliğe ihtiyaç duyduklarının bir diğer ifadesidir. Araştırmada en dikkat çekici bulgulardan biri katılımcıların, hafızlık projesi öğrencisinin akademik başarısında artış gözlendiğini ifade etmeleridir. Yöneticilerin %45,5’i akademik başarının arttığına tamamen katıldığını ifade etmiştir. Hafızlık öğrencisinin Matematik, Fen, Türkçe gibi zorunlu akademik derslerdeki başarısı kademeli olarak artmaktadır. Yöneticilere göre bir yıl ara verdikten sonra yedinci sınıfta örgün eğitime dönen öğrenci uyum sorunu yaşamamaktadır. Her ne kadar Hafız İHO programının uygulamasının henüz çok yeni oluşu; programdan mezun olanların sayısının çok sınırlı oluşu ve liseye geçiş sınavlarındaki başarıyı ya da performansı ölçmek için yeterli araştırma yapılmamış olmasına rağmen yöneticiler, yedinci sınıfla beraber başlayan liselere geçiş sürecinde herhangi bir olumsuz tesir gözlemlemediklerini ifade etmişlerdir. Katılımcıların yalnızca %9,1’i projenin liselere geçiş sürecini olumsuz etkilediğini/etkileyeceğini düşünmektedir. İslam ülkelerinde hafızlık modelleri bölümünde değindiğimiz gibi Malezya Tahfiz kurumları ile ilgili yapılan araştırma verilerine göre de araştırmacılar, Kur'an'ı ezberlemenin ezberleyenler üzerinde akademik sicil açısından büyük bir olumlu etki yarattığı sonucuna ulaştıklarını ifade etmişlerdir. Aynı şekilde Pakistan’daki Shaheed Benazir Bhutto Women Üniversity Psikoloji Bölümünde yapılan bir akademik çalışma verilerine göre de Kur’an-ı Kerim'i ezberlemek kesinlikle hâfızların akademik başarısında ve sosyal ve kültürel hayatında belirgin bir iyileşme sağlamaktadır. Sonuçlar, hafızların hafızlık öncesi ve sonrası akademik performansında olumlu yönde belirgin bir fark olduğunu göstermektedir. Bunlar bizim araştırma sonuçlarımızla uyuşmaktadır. Katılımcıların sadece %9,1’inin Hâfız İHO öğrencilerinin akademik kariyerlerini İmam Hatip Lisesi dolayısıyla İlahiyat/İslami İlimler alanında sürdürmeyi hedeflediklerini ifade etmesi dikkat çekicidir. Bu sonuçlar İHO öğrencilerinin İHL tercih etmede düşük oranlarda kalması35 hafızlık programına katılan öğrencilerin akademik hedeflerinin çeşitliliği bakımından aynı şekilde üzerinde tartışılacak önemli sonuçlardan biridir. Hafız İHO projesi, Kur'an-ı Kerim'in tamamını ezberletmek üzere programlanmıştır. Ancak, istisnai olarak, akademik eğitimle birlikte Kur’an'ın tamamının ezberlenmesinin güç oluşundan hareketle kısmi hafızlık hedefleri belirlenmesinin uygunluğu konusunda yöneticilerin %55’i olumlu görüş beyan etmişlerdir. Kısmi ve kademeli hafızlık hedefi koymanın proje uygulayıcıları ve öğrenci açısından pozitif sonuçlar doğuracağı ifade edilmiştir. Süreç esnasında zorunlu olarak ortaya çıkan bu ihtiyacın, projeye dahil olan öğrencilerin farklı yetenek ve potansiyellere sahip olduğunu ve her birinin hıfzını kamilen yapamayacağı varsayıldığında başarısızlık duygusunu yaşamamaları ve gerçekleştirilebilir hedefler peşinde motivasyonlarını devam ettirebilmeleri bakımından kaçınılmaz görünmektedir. Yöneticilerin veli algısına yönelik değerlendirme bulgularına göre hafızlık öğrencisinin velisi; projenin amaç, kapsam ve işleyişine dair gerekli düzeyde bilgilendirilmiştir. Katılımcıların yalnızca %9’una göre veli beklentisi karşılanamayacak, %63’üne göre ise kısmi olarak karşılanacaktır. Bu veriler ışığında kısmi ve kademeli hafızlık hedeflerini projeye dahil etmenin gerekliliği göze çarpmaktadır. Nitekim, İslam coğrafyasında hafızlık modellerinde kısmi ve kademeli hafızlık yönteminin yaygın olarak uygulandığı ve başarılı sonuçlar alındığı bilinmektedir. Katılımcıların tamamı projenin uygulanması ve sürdürülmesi aşamasında veli desteğinin yeterli düzeyde olmadığını düşünmektedir. Veli talep ve beklentilerinin oldukça yüksek olduğu araştırma sonuçlarına yansıyan bu projede veli desteğinin yetersizliği bulgusu ileri değerlendirme ve planlamalar açısından önem arz etmektedir. Projede veli beklentisinin yüksek, desteğinin ise yetersiz oluşu uygulayıcılar ve öğrenci açısından olumsuz bir etkendir. Bununla birlikte yöneticilerin %18’ine göre veliler, projenin amaç, hedef ve kapsamından haberdar olmaması ve veli beklentilerinin %74 oranında karşılanamayacak olduğunu düşünmeleri projenin, öğrenci kabulünden, hafızlık modellerine ve öğrenci rehberliğine kadar çok yönlü revizyona ihtiyaç duyduğunun bir işareti kabul edilebilir. Hafız İHO projesinin uygulanması esnasında karşılaşılan önemli aşamalardan biri de hafızlık komisyonu tarafından yapılan ölçme değerlendirmelerde başarılı olmaktır. Mülakatta başarılı olan öğrenciler sonraki aşamaya geçme hakkı kazanmaktadır. Mülakatta başarılı olamayan öğrenciler ise projeden ayrılmakta veya kurum değiştirmek durumunda kalmaktadır. Ankete katılan yöneticilerin %27’si projeden ayrılmak durumunda kalan öğrencilere psikolojik destek verildiğini belirtirken, %54’ ü herhangi bir destek çalışmalarının olmadığını, buna imkân ve kadrolarının uygun olmadığını söylemiştir. Hafızlık eğitimi bir şekilde kesilen öğrencilerin birçok problem yanında özellikle yetersizlik duygusuyla başa çıkabilmeleri için nitelikli psikolojik desteğe ulaşmaları önemlidir. Bu durumda hafızlık programı uygulayan okulların rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetlerinin yeterliği ve niteliği göz ardı edilmeyecek kadar önemlidir. Okulun rehberlik servisinde görev yapan rehberlik öğretmenlerinin, hafızlık projesinin boyutları, planlamadan değerlendirmeye kadarki süreci ve proje bileşenlerinin rolleri gibi ilgili nosyon, formasyon bilgisine ve yeterliğine sahip olması hayati öneme sahiptir. Hafız İHO projesi, okul yönetimi, ilçe müftülüğü ve bölgede hizmet veren yerel ve ulusal sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle yürütülen bir eğitim hizmeti olduğundan projenin hedeflerine ulaşması için okul yönetimi başta olmak üzere tüm paydaşların yetkiyi ve sorumluluğu paylaşması esastır. Paydaş sivil toplum kuruluşlarının projeye ve proje kapsamındaki sosyal, kültürel ve sportif etkinliklere desteği katılımcı görüşlerine göre beklenilen düzeyde bulunmamıştır. Sivil toplum kuruluşlarının desteği yeterli düzeydedir cevabı veren yönetici oranı %18’de kalmaktadır. Bu durumun uygulayıcıları süreçteki yükümlülükleri taşımada ve olası problemlere karşı çözüm üretmede yalnızlaştıracağı düşünülmektedir.
Öneriler
a. Hafız İHO programı yıllar içinde artarak yaygınlaşacak bir programdır. Bu kapsamda farklı evren ve örneklemlerde hafızlık eğiticilerine, öğrencilerine, velilerine ve yöneticilerine ilişkin çok yönlü nicel ve nitel araştırmalar yapılmalıdır. b. Projeyi başarıyla tamamlayan öğrencilerin lise ve üniversite tercihleri ile kariyer yönelimleri üzerine araştırma ve incelemeler yapılmalıdır. c. Projeyi yarım bırakmış ve başarısız olarak tanımlanmış öğrenciler üzerine de araştırmalar yapılmalı, hazırlanan raporlar projeyi güçlendirici tedbirler olarak değerlendirilmelidir. d. Örgün Eğı̇tı̇mle Bı̇rlı̇kte Hafızlık Eğı̇tı̇mı̇ Uygulama Esasları, projeden ayrılmayı gerektiren durumlar ve yapılacaklar, ders yönetmeliğinin ilgili maddeleri projenin planlama ve uygulanışına imkân sağlamasına yönelik değişiklikleri, ders adetleri ve saatlerine yönelik iyileştirmeler, proje paydaşlarının yetki ve yükümlülükleri, Kur’an kursu öğreticilerinin görevlendirme saat sayısının artırılması gibi konular ihtiyaç odaklı güncellenebilir. e. Öğrencilerin kapasite ve performans durumlarına göre, kısmi ve kademeli hafızlık müfredatları oluşturulabilir. Zaman zaman örneklerine rastlandığı gibi, 30. cüz hafızlığı, Es-seb’ut- tival (uzun yedi sure) hafızlığı, muhtevasına göre belirlenmiş aşr-ı şerif hafızlığı vb. kısmi hafızlık müfredatları oluşturulabilir. f. Eğiticilerin eğitimi kapsamında pedagojik formasyon yeterliğini ve hafızlık eğitimi yetkinliğini güçlendirici tedbirler alınabilir. g. Projeyi başarıyla tamamlayan öğrencilerin MEB tarafından resmen belgelendirilmesi ve alanında bir üst kademe olan İHL'ye geçişlerinin kolaylaştırılmasının öğrenci ve veli motivasyonuna katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.
Yorum Sayısı : 0